HESAP GÖRÜLMEDEN, MUHASEBENİ YAP ÖYLE YAT…
Gece yatarken günü gözümüzden geçirmekte yarar var. Bugün ne kazandım, ne kaybettim? Bunu yapmalı, şunu yapmamalıydım. Yarın bunları telafi edeceğim inşallah…
Biz Müslümanız. Son nefes gibi bir hassasiyetimiz var. Azrail aleyhisselam ne zaman gelir bilmiyoruz ama hazır olmalıyız o ana… Amentü dedik, iman ettik, son nefese kadar korumalıyız ama… Asr-ı saadet ölçülerinde yaşamak haddimiz değilse de çalışmalıyız. Emirlerin hepsini yapamasak da hepsini de elden kaçırmamalı, yasaklardan uzak durmalıyız.
Acaba kıldığımız namazlar, bizi o zor günde dost gibi mi karşılayacak, yoksa yüzümüze mi çarpılacak? Namaz kılmamak… Bunu konuşuyor bile olmamalıyız asla… Allah için seviyor muyuz? Veliler, sahabeler, nebilerin anılınca muhabbetle doluyor muyuz? Gereksiz şeylere mi öfkeleniyor muyuz yoksa? Filistin kan ağlarken, doksan artı üçte çizgiyi geçen meşin yuvarlak bizi kahrediyorsa…
Evimiz Müslüman evine benziyor mu? Diğerleri gibi mi yaşıyoruz acaba? İşimizde dürüst müyüz, çalışkan mıyız, yoksa iplere un seriyor, hak mı yükleniyoruz sabahtan akşama? Parmaklarımız tespihin tanelerine mi çok dokunuyor, telefonun tuşlarına mı?
Kur’ân-ı kerim okuyor muyuz?
Fıkıh öğreniyor muyuz? Siyaset, kıyafet, şikâyetle mi meşgulüz yoksa… Çocuklarımıza şefkatle davranıyor muyuz, akşamları menkıbe filan okuyor muyuz onlara. Camiye taşıyor muyuz, yoksa “abisi daha küçük” mü diyoruz boyumuz kadar delikanlıya… İşçimizi kırıyor muyuz, parasını ödüyor muyuz, alacaklıları sürüm sürüm süründürüyor muyuz kapılarda?
En son ne zaman hayır yaptık? Bırakın parayı güler yüzle selam veriyor, hâl hatır soruyor muyuz komşulara… Bir yaşlının işini hallediyor muyuz, “Amaaan bana ne oğlu var kızı var” deyip omuz mu silkiyoruz.
Ekmek kırıklarını kuşlara serpiyor, hayvanlar için bir yoğurt kabına su koyup bırakıyor muyuz kenara… Sağda solda helal olsun iyi konuştu dedirtiyoruz da, söylediklerimizi yaşıyor muyuz acaba?
Nimetlerin şükrünü eda edebiliyor muyuz? Ağlayıp, sızlanıyor, yakınıyor muyuz boşuna? Zamanımızı değerlendiriyor muyuz? Bir tek kelime-i tevhidin teraziyi oynatacağını biliyoruz oysa… Annemizin babamızın gönlü hoş mu? Hısım akrabayı arıyor soruyor, sıla-i rahim yapıyor muyuz ara sıra? Âlemlerin efendisini anıyor muyuz selâm ve salevatlarla.
Kalp kırıyor, can yakıyor, onun bunun hakkında konuşuyor muyuz? Gıybet, bühtan, iftira…Ya mahşer meydanında namazlarımızı oruçlarımızı elimizden alıp hak sahiplerine dağıtırlarsa… Üstüne de işlemediğimiz günahları koyarlarsa?
Tövbe Ya Rabbi tövbe hata ettiklerime…
Bilip ettiklerime, bilmeyip de ettiklerime…
– Abdurrahim Rumî Merzifonî Hazretleri