HERKES MÜTEAHHİT OLABİLİR Mİ?
Herkes Müteahhit olabilir mi? Tabi ki olabilir, Neredeyse bir insanın aklından geçirmesi bile yeterli diyebiliriz. Çünkü her meslekte aranan eğitim şartı, bu kadar önemli bir meslekte aranmıyor, Örneğin; gözlükçü açmanız için optisyenlik okumanız, avukat olabilmeniz için hukuk fakültesini bitirmeniz, doktor olabilmek için Tıp mezunu olmanız gerekiyor, hatta bir müteahhitin inşaat ruhsatı alabilmesi için ona proje hizmeti sunmak isterseniz Mühendislik ve Mimarlık fakültesinden mezun olmanız şart, fakat müteahhitlik yapabilmek için 30-40 saatlik bir kurs bile istenmiyor.
Günümüzde, Türkiye’nin inşaat sektörü giderek büyüyor ve bu büyümeyle birlikte müteahhitlerin sayısı da artıyor. Ancak, ülkemizde müteahhit olmak için herhangi bir eğitim şartının aranmıyor olması, sektörde niteliksiz işlerin ve bilinçsiz fiyat politikalarının da ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu gerçek, ülkenin geleceği için gerçekten ciddi bir tehdit oluşturuyor.
2023 yılı verilerine göre Türkiye’de yaklaşık olarak 450,000 müteahhit bulunuyor. 80 milyonluk bir ülke için bu rakam gerçekten çok fazla ve ne yazık ki eğitim ve kalite standartları konusunda da yeterli denetim sağlanamıyor. Diğer yandan, Avrupa geneline baktığımızda toplamda yaklaşık 50 binden az müteahhit bulunuyor. Bence bu rakam, Avrupa ülkelerindeki katı eğitim standartlarını ve denetim mekanizmalarını bize çok net yansıtıyor.
Fransa’ya bakıyoruz, 70 milyonluk ülkede 1800 müteahhit bulunuyor. Fransa’da müteahhit olabilmek için katı bir eğitim sürecinden geçmek gerekiyor. Bu süreç, mesleki bilgi ve deneyimin yanı sıra etik değerlere de önem veren bir yapıya sahip. Fransa,
Almanya gibi birçok Avrupa ülkesinde müteahhitlik, ciddi bir eğitim ve denetim sürecinden geçen nitelikli profesyoneller tarafından icra ediliyor.
Türkiye’deki müteahhitlik sektörünün nitelikli ve eğitimli profesyonellerle doldurulması, inşaat projelerinin kalitesini artırarak, ülkenin uluslararası alanda rekabet gücünü yükseltebilir. Ancak, bunun için müteahhitlik mesleğinde eğitim şartının getirilmesi ve denetimlerin sıkılaştırılması şart. Aksi halde, “deneme yanılma” yöntemiyle, “yaptıkca öğreniriz” yaklaşımıyla yükselen yapılar, ülkemizin geleceğini ciddi şekilde tehlikeye atabilir.
Türkiye’nin hem inşaat sektöründeki, hemde genel ekonomide daralmayı atlatabilmesi için her alanda eğitime önem vermesi, her meslekte nitelikli bireylerin yetişmesi ve özellikle bugüne kadar başı boş bırakılan inşaat sektöründe mutlaka kaliteli eğitim ve denetim mekanizmalarını hayata geçirmesi şarttır.
İnş.Müh.Gökhan Fatih ASLAN